Babasının vefatından sonra, çocuk yaşında hem öksüz hem yetim kalan Karl Siebrecht, 1909 yılında büyüdüğü kasabayı terk eder. Aklında Berlin'e gitmek ve büyük adam olmak vardır. Tren yolculuğu sırasında kendinden birkaç yaş küçük Rieke ile tanışır. Berlin'e geldiklerinde Rieke onun için kalacak yer ayarlar. Bir süre geçici işlerde çalışsa da, son derece gururlu bir genç olan Karl, kimseden destek almadan kendi işini kurmakta kararlıdır. Öyle de yapar; azimle çalışarak Berlin'deki taşımacılık işinde kendisine önemli bir yer edinir. Bir süre sonra savaşa katılır, esir düşer ve adı kayıplar listesine alınır. Yıllar geçer, ama Rieke Karl'ın bir gün çıkıp geleceğine dair umudunu daima korur. Karl, bir kış günü gerçekten de evine döner. Bu sırada güçlükle kazandığı her şeyi kaybeden Siebrecht, hayallerinden asla vazgeçmez...
Hans Fallada, 1900'lerin başındaki Berlin'de var olma mücadelesi veren insanların yoksulluk, mücadele ve aşk dolu hayatını anlatıyor. Yükselmek İsteyen Adam ilk kez Türkçede!
Sen hiç büyük bir karar karşısında, sonrasında gelecek şeyler hakkında korku hissetmedin mi Karl?
Evet, hissettim, diye cevap verdi, hâlâ öfkeliydi. Hayatımda pek çok defa korku hissettim, dünya karşısında köpekler gibi korktum. Ama bu kadar korktuğumu fark ettiğim zaman, o durumla bir an önce yüzleşmek için elimden geleni yaptım. Ve o durumun içinde olduğum an, o korkudan kurtulduğum an oldu.